Selamlar sevgili Sarı Yapım takipçileri… Sinema ve gezi içeriklerimizin dışında, bu hafta harici bir konu başlığı ile karşınızdayız. Malum, gündemimiz yoğun… Bu sene de, Apple ürünlerinden asla şaşmayan sıkı iPhone takipçileri, mağazaların önünde ilk günden uzun kuyruklar oluşturdu. Fakat tabii ki konumuz bu değil. Konumuz; yeni iPhone modelleri ile birlikte tekrar gündeme gelen meşhur yüz tanıma teknolojisi… İsterseniz öncelikle bu konuda yeni iPhone bize neler vaat ediyor, ona bakalım.
İlk defa bu sene bir iPhone modelinde “Home” butonu yer almazken, yeni “Face ID” ile ekranın her yerine fiziksel tuş kullanmadan erişebilmek artık mümkün. Herhangi bir noktaya dokunarak telefonu açabiliyor ve aynı şekilde uygulamalara erişebiliyorsunuz. Ek olarak “Hey Siri” komutu ve yandaki tuşa basma imkanı da halen daha bulunmakta. Fakat artık ön kameradaki algılayıcı sensörler yüzünüzü tanıyarak telefonu açabiliyor ve buna da “Face ID” adı veriliyor.
Telefonu ilk elinize alıp açtığınızda yeni iPhone X yüzünüzü bütün açılardan 3D tarama yöntemiyle algılıyor. Daha sonra bunu iPhone X’in içinde yer alan donanım çipine kaydediyor. iPhone X yüz tanıma sistemi ,telefonunuzu tekrar açmayı denediğinizde ise yüzünüzü tarayıp ilk sonuçla kıyaslıyor ve buna göre izin veriyor. Güvenlik konusunda endişeler olsa da Apple’a göre iPhone X yüz tanıma sisteminin yanılma olasılığı milyonda bir… “Touch ID” de bu oranın 50 binde bir olduğunu düşünürsek, iPhone X yüz tanıma sistemi gayet güvenli diyebiliriz. Ayrıca gözlük veya şapka gibi aksesuarlar taksanız bile iPhone yüz tanıma sistemi yanılmıyor ve gece gündüz fark etmeksizin sizi tanıyor.
Peki yeni iPhone modelleri ile tekrar gündeme gelen yüz tanıma teknolojisi tam olarak nedir? İsterseniz kısaca değinelim; Yüz tanıma, kişilerin fiziksel ve davranışsal özelliklerini göz önüne alarak yürütülen kimlik belirleme çalışmaları olarak tanımlanmaktadır. Kişi özelliklerine; retina görüntüsü, el geometrisi, parmak izleri, konuşma sesi, yüz özellikleri ve klavye kullanım şekli örnek verilebilir. Yüz tanımadaki üç temel unsur ise şunlardır:
Kişi tanılama: Bir nüfus dağarcığı içinde bir kişinin kim olduğunu anlamak.
Kişi doğrulama: Belirli bir kimlik savıyla başvuran kişinin savının doğru olup olmadığını anlamak.
Kişi onaylama: Kişinin önceden kayıtlı kişi olup olmadığını, kayıtlı ise bu kaydın güncellenmesini sağlamak.
Aslına bakarsanız yüz tanıma teknolojisi hali hazırda uzun bir süredir hayatımızda. İngiltere'deki bazı metro istasyonlarında yüz tanıma sistemi bir süredir deneniyor. Sistem, geçişlerde durup bilet satın almaya, kapılarda okutmaya ve uzun kuyruklar oluşturmaya gerek olmadan yolculuk edilmesini amaçlıyor.
Avustralya'daki havaalanlarında benzer bir yüz tanıma sisteminin pasaportların yerine geçeceği konuşuluyor. Almanya da "terörle mücadele" kapsamında havaalanlarında ve tren istasyonlarında uygulamayı hayata geçirebilir. Çin'de ileri teknoloji yüz tanıma programları çok daha yaygın: Yemek ısmarlamak ya da elbise satın almak için ekrana bakmanız yetebiliyor. Örneğin “Badoo” gibi uygulamalar, yüz eşleştirme ile kendinize en çok benzeyen ünlüyü bulmanızı, hatta kişilik analizi yaptırmanızı sağlıyor.
Bu teknolojinin gelecekte neler getireceği bilinmez fakat yüksek ihtimalle görmek için çok uzun bir süre beklemeyeceğiz. Şu anda uluslararası alanda VR ve AR teknolojileriyle birlikte en çok gelişime açık teknoloji buymuş gibi duruyor. İyi ve kötü yanları hakkında görüş ve düşüncelerimizi yazmakla bitmez zira bu konu apayrı bir dosya konusu olacak nitelikte. İyisi mi bekleyip kendimiz görelim. Şimdilik bizden bu kadar, kendinize iyi bakın. Hepinize iyi haftalar.
Copyright © 2016 Tüm Hakları Saklıdır.