Selamlar pek sevgili Sarı Yapım takipçileri, haftalık gezi bloğu köşemizde bu sefer konuğumuz Bursa’nın incisi Gölyazı… Nedir, nerededir, ne ile meşhurdur, isterseniz hiç lafı daha fazla uzatmadan hemen başlayalım.

Gölyazı; Bursa’nın Nilüfer İlçesi’ne bağlı, Ulubat Gölü kıyısında yer alan bir balıkçı köyü… İnsanlar oldukça güler yüzlü, sıcakkanlı ve misafirperver. Her yaştan yöre sakini balık tutmayı çok seviyor. Günün her saati, sokakta oturup balık ağı ören kadınlara rastlamak mümkün. Hazır Ulubat Gölü’nden ve balıkçılıktan söz etmişken isterseniz kısaca Ulubat Gölü efsanesinden bahsedelim.

Efsaneye göre yıllar önce Odryes Çayı, Bandırma’dan denize dökülürmüş. Bu çayın bulunduğu yerde Melde Krallığı, bugünkü Ulubat Gölü’nün bulunduğu yerde Apollonia Krallığı varmış. Melde Kralı bir gün Apollonia Kralı‘nın kızını oğluna istemiş fakat Apollonia Kralı’nın kızı bu evliliğe razı olmamış. Apollonia Kralı da kızını korumak için bir tepe üzerine saray yaptırmış ve kızını buraya saklamış. Bu duruma çok kızan Melde Kralı ise Odryes Çayı’nın yolunu değiştirerek tüm Apollonia’nın sular altında kalmasına neden olmuş. Prensesin kaldığı saray da sularla çevrili bir ada olarak kalmış. Efsaneye göre bugünkü Ulubat Gölü böyle oluşmuştur.

Ulubat Gölü aynı zamanda kuşlar için de önemli bir adres… Yavrulama döneminde Manyas Gölü’nde konaklayan göçmen kuşlar, balık bolluğu nedeniyle beslenmek için Ulubat Gölü’ne geliyor. Bu açıdan burası tam bir göçmen kuş cenneti. Bunu bir ritüel haline getiren yöre halkı ise köyde her yıl “Leylek Şenlikleri” düzenlemektedir.

Peki balıkçılık dışında Gölyazı’nın olayı nedir, neler yapılabilir? Eski Rum evlerini gezebilir, köy içerisindeki tarihi yerlere göz atabilirsiniz. Daha içerilere girdikçe iç ve dış kale surlarını da görmeniz mümkün. Fakat maalesef duvarın sadece bir kısmı ayakta kalabilmiş. Rum evlerinin ise önemli bir kısmı korunmuş. Zaten Gölyazı’nın tamamı bugün birince dereceden sit alanı. 2006 yılından beri de Tarihi Kentler Birliği’ne üye…

Peki Gölyazı’da neler yapılabilir? Öncelikle eğer bir fotoğraf tutkunuysanız burası tam da size göre bir yer. Özellikle gün doğumu ve gün batımını yakalamak için buraya gelen birçok fotoğrafçıya rastlamanız mümkün.

Hafta sonu aileniz veya sevdiklerinizle eşsiz bir göl manzarası eşliğinde güzel bir kahvaltı yapabilir, tüm haftanın yorgunluğunu üzerinizden atabilirsiniz. Hemen ardından adayı turlamaya başlayabilir, Ağlayan Çınar’ı görebilir, Aziz Panteleimon Kilisesi’ni ve Apollon Tapınağı’nı ziyaret edebilir, Zambak Tepe’ye çıkıp tüm adayı tepeden görebilir, güneşi batırıp güne son noktayı koyabilirsiniz. Tabii ki gelmişken bir sandal keyfi yapmamak da olmaz. Gün içerisinde adayı bir de göl üzerinden izlemenizi şiddetle tavsiye ederiz.

Evet sevgili Sarı Yapım takipçileri, böylece bir bloğumuzun daha sonuna gelmiş olduk. Fakat tabii ki sizleri hemen uğurlamıyor ve Gölyazı / Apolyont videomuz ile baş başa bırakıyoruz. Unutmayın, Sarı Yapım görmek istediğiniz her yerde. İyi seyirler…