Bilimkurgu sinemasının en büyük efsanelerinden biri olan Terminator 2: Mahşer Günü, tam 26 yıl sonra bir kere daha beyazperdeye geri döndü. Yönetmenliğini James Cameron’un üstlendiği ve gelmiş geçmiş en önemli bilimkurgu serilerinden biri olan Terminator’ün ikinci halkası, yeniden düzenlenmiş içeriği ve 3D formatını başarılı bir biçimde eklemiş olması açısından önemli bir noktada duruyor.

Hem 80’ler çocukları için fiyakalı bir nostalji vadeden hem de yeni nesil sinemaseverler için halihazırda önemli bir keşif değeri taşımakta olan Terminator 2: Mahşer Günü, efsanenin adına yaraşır bir şekilde yeni teknolojik trendlerin de gücüyle bir kere daha sinema salonlarımıza konuk oluyor.

Terminator 3: Makinaların Yükselişi gibi çok da başarılı bulunmayan bir devam filmi ve ardından gelen Terminator: Salvation ve Terminator: Genysis gibisinden yeni halkalarla da serinin takipçilerinden aradığını bir türlü bulamayan Terminator cephesinin son kozu ise, serinin en sevilen halkasını, namına yaraşır bir biçimde bir kere daha izleyici ile buluşturmak oldu.

Universal Stüdyoları ziyaretçileri için gerçek zamanlı 3D deneyimi sunmak adına tasarlanan ve o döneme kadar makyajlanmış en detaylı 3D çalışması olarak nitelendirilen “Battle Across Time” sonrasında, yeni teknolojik gelişmeleri yapımlarına entegre etme anlayışını sürdüren Cameron, son olarak da Avatar serisi ile birlikte büyük bir kumara girişmiş ve tarihin en büyük gişe rakamlarından birini sırtına yüklenerek galip gelmeyi başarmıştı.

Terminator 2: Mahşer Günü ise, revize edilmiş sinema efsaneleri arasında kesinlikle kendine has bir yer edinecek gibi görünüyor. Efsanenin 26. Yılı sebebiyle Fatih Yürür ve Fuat Alpay ikilisi, Sarı Yapım stüdyolarında serinin dünü, yarını ve özellikle de bugünü hakkında uzun uzun konuştu. Şimdiden iyi seyirler…